1 Haziran 2012 Cuma

Fatih Projesi


Bilişim sektörünün sürekli olarak gelişmesi  hayatımızın her alanında kendisini hissettirmektedir.Gün geçmiyor ki yeni bir uygulamayla karşılaşmayalım.Bu gelişim ve değişimden bireysel ve kurumsal olarak en etkin ve verimli bir şekilde yararlanıp, küresel dünyada bir adım önde olmak  stratejik önem kazanmaktadır.

 Bu amaca yönelik olarak Hükümet; eğitimde f@tih projesi adında, Milli Eğitim ve Ulaştırma Bakanlıklarının ortak çalışmasıyla yeni bir proje tanıttı.Bu proje ile eğitim; çağa uygun olarak, tablet bilgisayarlar, akıllı tahtalar, e-içerik ve sanal ağlar ile bir bütün olarak bilişim tabanlı olarak gerçekleştirilmeye başlayacak.

Projenin çok büyük, yüksek maliyetli ve eğitim ile, dolayısıyla geleceğimiz ile ilgili olması, çok iyi düşünülmesi gereken ve altyapısı güçlü bir sistem olmasının zorunlu kılmaktadır.

Bu proje ile ilgili olarak en önemli sorunların başında, başarısının belirsizliği olacaktır.Bu uygulama ile eğitim sistemimiz tamamen değişecek.Uzun yıllar bir sistem oluşturamamış, yap-boz tahtasına dönüşmüş olan eğitim sistemimiz yeni bir yapılanma daha geçirecek.Dolayısıyla bunun sonuçlarının çok iyi tahmin edilmesi,pilot uygulama sonuçlarının gerek eğitim sistemimize katkısı gerekse altyapı olarak çok iyi değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Tabiî ki bu proje büyük riskler taşıyor.Ancak bilgisayar ve cep telefonu kullanımının okul öncesine kadar düştüğü düşünüldüğünde, maliyeti ne olursa olsun hükümet bu riskleri göze almak zorundadır.Maliyetinin çok yüksek olması en büyük olumsuzluk olarak düşünülse de olumlu sonuç vermesi halinde bu maliyetin karşılanacağı tartışılmazdır.

Eğitim açısından, içerik olarak güçlü, eğitimcilerin bu sisteme hakim olması, uygulaması kolay programların olması önem kazanmaktadır.Teknik olarak ise altyapının güçlü olması, hem dış saldırılara ve hem de kullanıcıların amaçları dışında kullanılmamasına karşı güvenli olması,tamir-bakım servislerinin yaygın ve güvenli olması önem kazanmaktadır.

Öğrencilerin kalem,defter,kitap ve çanta gibi yüklerden kurtulması, hem fiziksel hem de maliyet açısından olumlu olacaktır.

Gerçi kırtasiyeci olan babam; hükümetin önce kitapları ücretsiz olarak dağıtması sonra de bu proje ile kalem,defter uygulamasını kaldırmasını hükümetin kırtasiyecilere karşı operasyonu olarak düşünse de  bu projeye  o da bu ayak uydurmak zorunda kalacak.Bu projeden sonra artık kırtasiye camlarında ‘Milli Eğitim onaylı 9.sınıf polinom programı gelmiştir’ veya ’15.hafta 7.sınıf Türkçe ders anlatımı videosu gelmiştir’ şeklindeki ilanlara sıkça karşılaşacağız demektir.

Sonuç olarak hayatın her alanında olduğu gibi eğitim sistemimizde de böyle bir uygulama geçmek zorundayız.Ancak projenin çok  iyi planlanması, maliyetinin, çocuk gelişiminin ve algısının, göz önüne alınarak hata ve eksikliklerin minimum seviyede olması projenin uygulama sonuçlarının olumlu olmasını sağlayacaktır.